İslam'ın Üç Unsuru

İlk unsur, Müslümanların Allah'la ilişkilerinin korkuya dayanmasıdır. Müslümanların tanrı kavramı mutlaktır. Bizim Tanrımız tam bir teslim oluş ister. Eğer O'nun kurallarının hepsine uyarsan seni ödüllendirir. Eğer O'nun kurallarını çiğnersen hem bu dünyada hastalıklar ve doğa felaketleriyle hem de öbür dünyada cehennem ateşiyle insafsızca cezalandırılırsın.

İkinci unsur, islam'ın tek bir etik kaynağının olmasıdır: peygamber Muhammed. Muhammed yanılmaz. Neredeyse onun kendisinin bir Tanrı olduğu söylenebilir, ama Kuran çok açık biçimde Muhammed'in bir insan olduğunu, ama en mükemmel, en iyi insan olduğunu, Tanrı düzeyinde olduğunu söyler. Biz onu örnek alarak yaşamalıyız. Kuran'da yer alanlar, Muhammed'in, Tanrı'nın söylediğini söyledikleridir. Binlerce hadiste - Muhammed'in söyledikleri ve yaptıkları, verdiği öğütler, kalın kitaplar yoluyla bize miras kalmıştır - bir Müslümanın yedinci yüzyılda nasıl yasaması gerektiği yer alır. Sofu Müslümanlar yirmi birinci yüzyılda nasıl yaşamaları gerektiğine ilişkin sorularının yanıtlarını her gün bunlarda ararlar.

Üçüncü unsur, İslam'ın, Peygamber'in Allah'ın buyruklarını aldığı dönemdeki Arap kabile değerlerinden alınmış cinsel ahlak anlayışının baskın olmasıdır: bu kadınların babalarının, erkek kardeşlerinin, amcalarının, büyükbabalarının, vasilerinin malı olduğu bir kültürdür. Kadınların varlığı kızlık zarına indirgenmiştir. Kadının çarşafı dış dünyaya sürekli olarak, Müslüman erkekleri kadınların sahibi yapan ve onları annelerinin, kız kardeşlerinin, teyzelerinin, gelinlerinin, kuzenlerinin ve eşlerinin cinsel ilişki kurmalarını Önlemekle yükümlü kılan, bu boğucu ahlak anlayışını hatırlatır: Ve yalnızca cinsel ilişkiyi değil, ama aynı zamanda erkeklere bakmayı, kolunu koluna değdirmeyi, erkeğin elini sıkmayı da önlemeyi yükümlü kılan bir anlayışı. Erkeğin saygınlığı ve namusu kız ve kadın aile üyelerinin özenli, söz dinleyen davranışlarıyla yükselir veya azalır.

Bu üç unsur bizim batıya ve şimdilerde Asya'ya göre de geri kalmamızı büyük oranda açıklar. Müslümanların çoğunluğunun içine kapatıldığı bu üç unsurun oluşturduğu düşünsel çerçeveyi kırmak için  kendimizi eleştirici bir gözle incelemeye başlamalıyız. Ama kim bir Müslüman olarak doğmuş ise ve İslam'a yönelik eleştirel sorular sorarsa, ona derhal "dönek" etiketi yapıştırılır. Peygamber Muhammed'in yanı sıra başka etik kaynaklardan da yararlanılmasını isteyen bir Müslüman ölümle tehdit edilir. Bakire kafesinden kaçan bir kadın orospudur.

Ayaan Hirsi Ali



Yorum Gönder

0 Yorumlar