Müslümanlık Sınavı
Bölüm 5
İslam ve Kadın Konusunda Bazı Sorular
İslamcılar İslam dininin kadını "kutsal" bir varlık olarak değerlendirdiğini,
kadının özgürlüğüne, eşitliğine ve tüm haklarına saygılı olduğunu iddia
ederler. Oysa söyledikleri baştan aşağı yalandan ibarettir. İslam şeriatı
kadını, başka hiçbir dinde görülmediği kadar aşağılamıştır. Bu konuda yapılacak
bir sınava katılmak isterseniz, şu birkaç soruyu yanıtlamanız gerekiyor.
Soru: "Kadınların dinen ve aklen dûn (eksik) yaratıldıklarını, kötülük,
fitne ve uğursuzluk kaynağı olduğuklarını, eşek ve köpek cinsi hayvanlar
gibi namazı bozanlardan sayıldığını ve daha buna benzer aşağılıklara layık
kılındıklarını kabul edebilir misiniz? Bu doğrultudaki din buyruklarını
Tanrı'dan gelmiş olarak benimseyebilir misiniz?"
Eğer insan şahsiyetinin haysiyetine saygılı ve hele kadının "uygarlaştırıcı"
etkinliğine ve özellikle erkek sınıfını hayvanlıktan uzaklaştırıcı niteliklerine
inanmış bir kimseyseniz, yukarıdaki soruyu tiksintiyle karşılayacak ve
muhtemelen Tevfik Fikret'in şu mısralarıyla karşılamak isteyeceksinizdir
(Osmanlıcadan Türkçeye çevrilmiş şeklidir):
"Elbet alçalmak olmamalı payı kadınlığın,
Elbet melekliğin umudu olmamalı zulüm, kötülük,
Elbet düşkün olursa
kadın, alçalır insanlık,
Elbet bugün hep onlara düşen yığın yığın Tasalar,
üzüntüler, çileler, iğneler.. ."
Ne var ki, kadını yüceltici
nitelikteki bir görüşü savunduğunuz an, Müslümanlık sınavından sıfır
almak bir yana, bir de
Islamcıların ölüm saçan saldırılarına hedef olursunuz. Sıfır almanızın
nedeni,
Islam şeriatının kadınları aşağılatan, haysiyetsiz durumlara sokan,
zavallı bir yaratık kılan buyruklarından habersiz kalmanızdır. Bu konuda
fikir edinmek isterseniz,
Muhammed'in Kur'an'da veya Kur'an haricinde koyduğu buyruklara şöyle bir
göz atmanız yeterlidir.
İlhan
Arsel'in Şeriat ve Kadın adlı kitabında bu buyruklar, açıklamalarıyla
birlikte yer almıştır; ne acı bir gerçektir ki insanlarımız, kadını
aşağılatan bu din verileriyle eğitilmektedirler. Burada bunlardan birkaç
örneği
sergilenecektir:.
İslam kaynaklarını ve bu arada Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın yayınlarını karıştıracak olursanız, dikkatinizi ilk
çekecek şey, muhtemelen şu buyruk olacaktır:
"Kadınlar dinen ve aklen
dûn (eksik) yaratılmışlardır. . !
Bu sözler Muhammed'in ağzından çıkmıştır.
Islam kaynaklarının bildirmesine göre Muhammed, bir gün kadınların yanından
geçerken şöyle der: "Ey kadınlar sadaka verin; zira bana Cehennem gösterildi, çoğu sizler idiniz."
Hiç beklenmedik böyle bir ağız saldırısı karşısında kadınlar şaşırıp kalırlar ve sorarlar:
"Neden dolayı biz Cehennemlerin çoğunluğunu oluşturuyoruz?"
Muhammed cevap verir:
"Çünkü siz, ötekine berikine çokça lanet edersiniz, kocalarınıza
nankörlük gösterirsiniz. Ben akıl ve din sahibi kimselerin aklını
sizin kadar eksik akıllı ve eksik dinli kimselerin çelebildigini
görmedim!"
Bu ağır hakarete maruz kalan kadıncağızlar neden dolayı
ve ne bakımdan aklen/dinen eksik olduklarını sorarlar. Muhammed
cevap verir; bir kere aklen eksik olduklarını anlatmak üzere şöyle der:
"Tanrı iki kadının şahadetini (tanıklığını) bir erkeğin şahadetine denk
saymıştır; yani kadının şahadeti (tanıklığı) erkeğin
tanıklığının yarısıdır. İşte bu aklınızın eksikliğindendir."
Ve bunun böyle olduğunu kanıtlamak için Bakara
Suresi'nin 282. ayetini onlara okur.
Dinen eksik olduklarını da şöyle der: "Kadın hayız gördüğü zaman (yani ay başı halindeyken)
namaz kılmaz ve oruç tutmaz
değil mi? İşte dinen eksik olmasının nedeni budur."
Görülüyor ki Muhammed'in Tanrısı, sırf kadınları
aşağılamak maksadıyla onları eksik
akıllı ve eksik dinli kılmış, üstelik bir de onları cehennemliklerin çoğunluğu yapmıştır. Tanrı'nın
"yüce" ve "adil""olduğuna inanan kimseler için Muhammed'in bu yukarıda söylediklerini
benimsemek ve örneğin: "Evet kadınlar aklen ve dinen eksik yaratılmışlardır" şeklindeki
İslamı buyruğu savunmak mümkün değildir.
Fakat iş bununla bitmiyor; çünkü Muhammed,
aklen ve dinen eksik yaratıklar olarak tanımladığı
kadınları, biraz daha aşağılamak üzere daha nice şeyler söylemiştir ki, bunları çok
kısa bir şekilde şöyle
özetleyebiliriz. Muhammed'in söylemesine göre Allah erkeleri kadınlara üstün tutmuştur
(Nisa Suresi, ayet 34, Bakara suresi ayet 228); mirasta erkek, kadına oranla iki misli
pay alır (Nisa suresi ayet 11, 176); karısının itaatsizliğinden ya da inatçılığından
kuşku eden erkek,
ona dayak atabilir (Nisa Suresi ayet 34); namaz kılan Müslüman kişinin önünden eşek, köpek,
domuz ya da kadın geçecek olursa, namaz bozulmuş olur (meyer ki o kişi sütre
kullanmış olsun. "Sütre",
namaz kılan kişinin önüne konan şeydir); uğursuzluk üç şeyde vardır ki, bunlar
karı, ev ve attır; kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane siyah karga arasında
alaca bir kargaya benzer; erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne yoktur,
cehennemin çoğunluğunu
kadınlar oluşturur. (Bkz. Şeriat
Ve Kadın)
Ve işte eğer siz, İslam şeriatının kadınlar hakkındaki
bu aşağılamalarına, bu hakaretlerine
katılmıyorsanız, Müslümanlık sınavını geçememiş olur, ayrıca da "zındıklıkla"
damgalanırsınız.
Soru: "Kadın'ın 'şeytan' niteliğinde ve 'fitne kaynağı', 'hilekâr' olduğunu
öne süren buyrukların Tanrı'dan geldiğine inanır mısınız?"
Eğer bu soruyu: "Hayır inanmam! Çünkü her şeyi dilediği gibi oluşturan
bir Tanrı 'nın kadınları fitne kaynağı olsunlar diye ya da şeytan niteliğinde
yaratacağını düşünemem" şeklinde yanıt verecek olursanız, Müslümanlık sınavından
sıfır alırsınız. Ayrıca da, Muhammed'in sözlerini inkar etmek gibi bir
günah işlemiş sayılırsınız. Çünkü Muhammed, kadınların, genellikle kötü,
fitneci, hilekar vs. olduklarını anlatmak için sayısız denecek kadar çok
buyruk getirmiştir. Çeşitli yayınlarımızda bunları inceledik. Bir iki örnekle
yetinmek gerekirse;
Muhammed'e göre kadınlar hilekardırlar, fitne kaynağıdırlar; onu bunu tuzağa sokalar. Bunu anlatmak maksadıyla:
"... Kadınlardan sakının, zira Benı İsrail'de ilk fitne kadın
yüzünden çıktı" demiş ve şunu eklemiştir: "... Benden sonra erkeklere, kadınlardan daha zararlı fitne ve
fesad (amili) olarak hiçbir şey bırakmadım."
Bu söylediklerini pekiştirmek üzere Kur'an'a, kadınların fitne kaynağı
olduğuna dair "Yusuf masalı"nı koymuştur. Masala göre, Yusuf, kendisine
iyilikte bulunan efendisinin karısı tarafından iftiraya uğrar. Çünkü güya
kadın ona aşık olmuştur ve onunla yatmak arzusundadır. Fakat Yusuf efendisine
ihanet etmek istemez ve kadının isteklerini geri çevirir. Bunun üzerine
kadın onu kocasına fitneler. Fakat kocası gerçeğin ne olduğunu öğrenir ve
karısına hitaben şöyle der: "... Siz kadınların... keydiniz (hileniz, fitneniz, tuzağınız) çok
büyük(tür)... "
Bunu söyledikten sonra Yusufa döner ve: "Sakın bundan bahsetme" der ve yine karısına hitaben:
"... Sen de kadın günah(ının) bağışlanmasını iste, çünkü cidden sen
büyük günahkarlardan oldun" diye konuşur. Fakat Yusuf, kadınların tuzağından
kurtulmak için Tanrı'ya yalvarmak gerektiğini düşünür ve şöyle der:
"... Ya Rabbi! Zindan bana, bunların da'vet ettikleri fi'ilden
daha sevimli ve eğer sen benden bu kadınların tuzaklarını bertaraf
etmezsen, ben onların sevdasına düşerim ve cahillerden olurum." (Yusuf
Suresi, ayet 28, 33.)
Ve işte Muhammed, Tevrat'tan esinlenip kendi günlük siyasetinin
gereksinimlerine göre şekillendirdiği bu masalı kendisine
malzeme edinerek şöyle demiştir: "Şüphesiz ki siz (kadınlar)
hissiyatını gizleyip hilafını izhar etmekte Yusufun karşılaştığı
kadınlar
gibisiniz." (Bkz. Ilhan Arsel'in Şeriattan
Kıssalar ve Şeriat
Ve Kadın adlı kitapları).
İslam dünyasında her yıl yüzlerce kadın kezzap saldırılarına mazur kalıyor. |
Yine Muhammed'in söylemesine göre şeytan, daima kadınların
arkasından gider ve onlara, erkekleri baştan çıkarmak
bakımından yardımcı olur. Şöyle diyor Muhammed:"Kadınlar insanın
karşısına şeytan gibi çıkarlar... Size doğru bir kadının geldiğini
gördüğünüz zaman bilesiniz ki, size yaklaşan bir
şeytandır. "
Bu vesileyle erkeklere şu öğütte bulunmuştur: "Sokakta giderken
kadın denilen şeytanı gördüğünüz an derhal eve dönüp karılarınızla
sevişin ve kabaran şehvetinizi giderin."
Dikkat edileceği gibi Muhammed, kadın sınıfını aşağılatacağım diye,
aslında erkek sınıfını aşağılatmıştır; şu bakımdan ki, yukarıdaki tanıma
göre erkekler, hani sanki irade sahibi olmayan hayvanlardır da kadın gördükleri
an şeheviliklerine hakim olamayıp saldırıya geçmekten kendilerini alamazlar.
Muhammed'e göre kadın, erkekler bakımından sadece dünya yaşamı sırasında
değil, erkeklerin ölüp de tabuta konuldukları zamanlar dahi, fesat ve hile
nedeni olabilecek nitelikte bir yaratıktır. Bundan dolayıdır ki, kadınları
cenaze nakli işlerinden uzak kılmıştır. Bunun böyle olduğunu anlatmak maksadıyla:
"... Cenaze (tabuta) konulup erkekler omuzlarına yüklendiklerinde .
. ." diye konuşmuştur. Dikkat edileceği gibi burada, tabutun sadece erkeklerin
omzunda taşınabilceğine işaret etmiş bulunmaktadır. Bundan dolayıdır ki,
cenaze nakline katılmanın, katılan kişiye "hayır ve sevap" kazandırdığını
bildirmiştir. Her ne kadar bazı yorumcular kadınların zayıf bünyeli ve
erkekler gibi ağır işlere mütehammil olmadıklarını öne sürüp bundan dolayı
cenaze nakline katılmamaları gerektiğini öne sürerlerse de doğru değildir.
Çünkü asıl neden, Muhammed'in kadınları aklı ve fitrî ve dinsel nitelikler
bakımından yetersiz görmesidir. Bundan dolayıdır ki, İslam kaynakları (örneğin
Diyanet İşleri Başkanlığı), kadınların cenaze nakline katılmalarını fitne
ve fesat saçan bir şeyolarak görmüşler, şöyle demişlerdir:
"... (Kadınların) Hele erkeklerle müştereken (cenazeyi) nakil ve ihtimale
kalkışmaları mazınne-i fesaddır, mahall-i fitnedir. İşte bu nakl, aklî,
fitrî delillerden dolayı kadınların cenaze nakline iştirakleri tecviz edilmemiştir.
. . " (Burada geçen "mazınne-i fesâd" deyimi "kendisinden
fesat beklenilen"
anlamınadır. "Mahall-i fitnedir" deyimiyse " fitnenin yerleşik bulunduğu
yer" demektir. Bu alıntı için bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı..., Diyanet
İşleri Başkanlığı Yayınları, cilt 4, sayfa 450-1.)
Ne ilginçtir ki Muhammed, hem bir yandan kadınları cenazeye katılmaktan
yasaklamıştır ve hem de katılmadıkları için onları terslemiştir.
Bununla ilgili bir örnek şöyle: Birgün Muhammed birisinin cenazesine gider.
Orada birtakım kadınların bulunduğunu görür ve onlara sorar: "Ey kadınlar!
Cenazeyi omuzlar mısınız?"
Kadınlar "Hayır, omuzlamayız" derler. Muhammed yine sorar:
"Ya ölüyü defneder misiniz?"
Kadınlar, "Hayır, defnetmeyiz" derler. Bunun üzerine Muhammed
onlara adeta hakaret edercesine "Öyle ise nikâbınızla ve hiçbir hayır
ve sevâba nâil olmayarak evinize dönünüz" der. ( Sahih-i Buhari Muhtasarı..., Diyanet
İşleri Başkanlığı Yayınları, cilt 4, sayfa 450.)
Kaynak: İlhan Arsel, Müslümanlık Sınavı, Kaynak Yayınları
0 Yorumlar
Küfürlü, aşağılayıcı, hakaret içeren, içinde fikir barındırmayan ve yazı içeriğiyle ilgili olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Emoji