Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri



Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor.
Biri Batılılaşma konusunda...
Diğeri din konusunda...

İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor.
İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken, sarıklı mebuslarla ya da peçe içindeki Latife Hanım'la gösterip cumhuriyetin temelinde bir din motifi arıyor.
Bu 2 konuyu belgeleriyle birlikte açığa kavuşturmak gerekiyor.

***

İlk belge, 29 Ekim günü Mustafa Kemal Paşa'nın Fransız yazarı Maurice Pernot'ya verdiği demeç... Paşa, o gün Revue Des Deux Mondes için Meclis Başkanı sıfatıyla verdiği son demecinde şöyle diyor:

"Osmanlı İmparatorluğu, Batı'ya karşı elde ettiğimiz başarılardan çok gururlanarak kendisini Avrupa uluslarına bağlayan bağları kestiği gün düşüşe başlamıştır. Bu bir hataydı. Bunu tekrar etmeyeceğiz. Bizim vücutlarımız Doğu'da ise de düşüncelerimiz Batı'ya dönüktür. Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün çalışmalarımız Türkiye'de çağdaş, bu sebeple Batılı bir hükümet oluşturmaktır. Uygarlığa girmek arzu edip de Batı'ya yönelmemiş millet hangisidir?"

***

Din meselesine gelince...

İlk Meclis'in dualarla açıldığı ve cumhuriyete oy veren milletvekilleri arasında 100 kadar din adamı olduğu doğru... Ancak böyledir diye cumhuriyetin kökeninde ve Atatürk'ün düşünce evreninde din motifleri aramak nafile uğraş.

Afet İnan cumhuriyetin ilanından 6 yıl sonra Yurt Bilgisi dersleri vermeye başlamıştı. Okutacağı kitabı Kemal Paşa'ya gösterdi. Gazi beğenmedi. Yeni bir Medeni Bilgiler kitabı yazdırdı.
Kitap, 1931'de Afet İnan imzasıyla çıktı; ortaokul ve liselerde okutuldu. İşte Kemal Paşa'nın el yazısıyla kaleme aldığı o notların "Millet" bölümünden satırlar:

***


"Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan acemlerin ve ne de mısırlıların vesairesin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu.”

“Bu pek tabii idi. çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu Arap fikri ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasr etmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah’a kendi lisanında değil Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah’a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler." 

"Türk milletini Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah'la mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. (..)"

"... din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. (..) Artık Türk, cenneti değil, (..) son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra..."

Aynı kitaptan devam edelim:

"Hürriyet insanın düşündüğünü ve dilediğini mutlak olarak yapabilmesidir. Bu tarif hürriyet kelimesinin en geniş manasıdır. İnsanlar bu manada hürriyete hiçbir zaman sahip olamamışlardır ve olamazlar. Çünkü malumdur ki insan, tabiatın mahlûkudur. İptidai insanların, tabiatın her şeyinden, gök gürültüsünden, geceden, taşan bir nehirden ve vahşi hayvanlardan ve hatta birbirlerinden korktuklarını biliyoruz. İlk his ve düşüncesi korku olan insanın her düşünce ve dileğinin mutlak surette yapmaya kalkışmış olması düşünülemez. İptidai insan kümelerinde ata korkusu ve nihayet büyük kabile ve kavimlerde ata korkusu yerine kaim olan Allah korkusu insanların kafalarında ve hareketlerinde hesapsız memnular yaratmıştır. Memnular ve hurafeler üzerine kurulan birçok adetler ve ananeler, insanları düşünce ve harekette çok bağlamıştır, o kadar ki düşünce ve hareket serbestîsi gibi bir hak mefhum malum olmamıştır. Cemaatlerin başına geçebilen adamlar, cemaati Allah namına idare ederdi."

"Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah'a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular."

***

Yeterince açık değil mi?

Nasıl oluyor da din konusundaki görüşleri bu kadar net olan bir lider hâlâ yanlış yorumlanıyor?

Yukarıdaki satırların çoğu, Türk Tarih Kurumu tarafından 1969 ve 1988'de basılan "Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk'ün El Yazıları" kitabında yer almıyor da ondan...

İnanması zor; ama kendi kurduğu kurum, Atatürk'ün notlarını sansür ederek yayımladı.
"Medeni Bilgiler"i geçenlerde yeniden basan Örgün Yayınevi, Türk Tarih Kurumu'ndan bir özürle yeni baskı beklediklerini yazmış.

Şimdi de Atatürk'ün 1931 yılında liselerde okutulması için basılan tarih kitabına yazdığı satırları görelim:

***

"Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kuran denir. İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed’e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah’ın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve ıslaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları ıslah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur." 

"...din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir. Tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utanmaksızın tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur. Tüm dönemlerde toplumun kutsallaştırdığı boş düşüncelerden tehlikesizce sıyrılmak imkânsızdır." 

"Muhammed uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri lüzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu."

"Arabistan'ın muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret ağaçtan ve taştan putların muhafazasına mahsup yerler vardı. Muhammed'in neş'et etmiş olduğu Mekke'de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en büyüklerinden idi. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe'yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Haceriesvedi getirmişti, bu taş sonradan günahkarların ellerini sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır."

***

Konuyla ilgili diğer yazılarına bir göz atalım:

"evet Karabekir, arapoğlu’nun yavelerini (uydurmalarını) Türk oğullarına öğretmek için Kuran’ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım, ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler." - Kaynak: Atatürk, Kazım Karabekir, Paşaların kavgası

"prensiplerimiz, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz." - Kaynak: Atatürk, Cumhuriyet Halk partisi Programı, Söylev ve Demeçleri / cilt 1 / sf. 389

"Ben size manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur." - Kaynak: ATATÜRK, 1933, Milli Eğitim Bakanı Dr.Reşit Galip'e hitaben, İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeolojisi

"Türk ulusunun yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif bilimdir." - Kaynak: Atatürk, 1933, 10.Yıl Nutku, Söylev ve Demeçleri

"Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla, asla bir tutmamalıdır. Biz ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz" (1937 Yasama Yılı Meclis Açılış Konuşması - Mustafa Kemal Atatürk)


Söz konusu el yazmalarını gözünüzle görmek istiyorsanız buyrun:











Atatürk'ün okullarda okutulsun diye kaleme aldığı kitapların bile sansür edildiği bir ülkede yaşıyoruz.


Düşünce özgürlüğü mü dediniz?


Atatürk'ün şimdiye kadar yayınlanmamış fotoğraflarından. Etrafını saran yüzlerdeki ilgi ve hayranlık dikkate değer. Yanında koruma görevlisi bulunmayışı da gözden kaçmıyor.


Anahtar Kelimeler: Mustafa Kemal, Atatürk, ateist, Atatürk ateist miydi, Atatürk ateist mi, Atatürk gerçekten ateist miydi, ateizm, dinsiz, dinsiz miydi, dinsizlik, inançsız, islam, düşünce, fikirleri, din, arap, müslüman, sansür, götüş, medeni bilgiler, tarih, el yazması, kitap, peygamber, 

Yorum Gönder

44 Yorumlar

  1. Çok açık ve net .
    Nedense, her konuya karşıt görüş yazan teistler buna yorum yazmıyor . Ya da yazamıyor .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yazmıyorlar değil yazdırmıyorlar. sıkıysa yaz atatürke hakaretten cezayı alır oturursun hapishanede... 5816 kalkmadıkça açıkça kimse dillendiremez. sizin kadar bizde şikayetçiyiz o adamı dindar diye yıllarca yutturmaya çalıştılar halbuki islamın altın adinamit koymaya yeltenmiş bir şahsiyetti.

      Sil
    2. iyiki koymuş sizin gibi yobazlardan bizi kurtarmış Yüce Atatürk

      Sil
  2. kendi yorumlarını yazmış yani dinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanan hatalardan dolayı içine düşülen durumdan bahsetmiş eee ne var şimdi bunda peki atatürk'ün bu sözünü biliyor usunuz?.Koministlerle kesinlikle bir arada olmayın.Hadi bakalım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Ahlaksız bir Arap'ın dini görüşlerinden oluşan İslam artık ölmüştür. Belki çöldeki göçebe kabilelerine uygun olmuş olabilir, ama gelişmekte olan modern bir ülke için değil.. Dine ihtiyaç duyan bir yönetici korkaktır. Hiçbir korkak, yönetici olmamalıdır."


      Sil
  3. İlgili kitabı aşağıdaki linkten görebilirsiniz:

    http://www.orgunyayinevi.com.tr/MEDEN%C3%8E_BILGILER_%28UYGARLIK_BILGILERI%29___GAZI_MUSTAFA_KEMAL-detail-88.aspx

    YanıtlaSil
  4. Tum bu anlatilanlar ile birlikte Ataturk'un cuma namazlarinda verdigi vaazlarida eklemek gerekecek(Ataturk ve Komunizm-Rasih Nuri Ileri).Cok zeki biri oldugu kesin.O tarihlerde Anadolu'da yasayan insanlarin cogu dindar oldugu icin boyle davranmis (buyuk kitleleri etkilemek icin) oldugu dusunulebilir.Ayni zamanda Anadolu halkinin yasayis tarzindan dolayi komunist bir sistemin Anadolu da uygulanamayacagina karar vermistir ve(azinliklara ozerklik verilmesinin Turkiye'yi parcalayabilecegi riski ve feodal sistemi yikmanin ne denli zor oldugu-ki hala devam ediyor- gibi sebepler) komunizme karsi cikmistir. Isin ilginc tarafi, daha sonralari komunist parti kurulmasina izin vermis ,parti nin calismalarini takip etmis ,parti faaliyetlerinin Turkiye icin zararli oldugu kanatine varmis ve butun parti kurucu ve diger uyeleri dgm (o zamanki adi istiklal mahkemeleri idi) aracili ile yargilatip hapse attirmistir.Bu kisilerin arasinda Ismet Inonu ve Kazim Karabekir pasalarda bulunmaktadir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle iyi sallamışsını ki helal olsun ne diyeyim.

      Sil
  5. kaderimiz çiziliyse neden kararlarımızdan sorumlu tutuluyoruz bu ve ilahi adalet saçmalığı kuranın en zayıf noktalarıdır bana göre(belki de çok sorguladığım için zayıflatmış hissetmekteyim.). İslam allahın gaybı(bütün zamanı) bildiğini söyler yani evreni yaratmadan önce yani sadece kendi tek varlığı varken bile evreni yaratıcağını her şeyi biliyordu ve evren yaratıldı melekler muhammed diğer şeyler... ama şeytan yaratılmadan önce onun kötü olacağı biliniyordu yani yaratılırken de bu şekilde yaratıldı bu da onun işkence görmemesi gerektiğinin kanıtıdır. Yani allah şeytanı cezalandırmak ve acı çektirmek için yarattı veya günahkarları da aynı şekilde... adalet konusuna gelince neden bazılarımız çirkin fakir düşük iqlu doğuyoruz bunun neresi adil bu sıfatlara sahip birisinin bir de her şeyi kabullenip kuşku duymadan inanmasını bekliyoruz saçmalık da burda ya zengin güzel/yakışıklı zeki biri mükemmel bir hayat yaşarsa ve bu bahsettiğim iki kişi de iman sahibi olursa ne olucak adalet nerede biri boktan biri mükemmel bir hayat yaşayıp gebericek ikisi de cennete gidicek islama göre... ayrıca eşcinsellik konusuna da değinmek istiyorum eski ahitte kutsal erkek fahişeliğinden bahseder ki bu kaynak bütün semavi din kökenli inançlarda çok kabul görür. bunu bırakın islamda misojinik kadınla erkeği ve heteroseksüel cinsel birlikteliği engelleyen(evet evet sorgularsanız hepsinin kökeninde bu var) bir sürü yasak ve uygulama var, yani islam ve semavi dinler eşcinsellikle bağdaştırılabilir birçok yönden buna rağmen lut kavminden bahsederler ve eşcinsellerin ölmesini söylerler. bununla birlikte birçok pasif gry(katolik rahipler, halktan insanlar...) semavi dinleri savunur birçok islam alimindede bastırılmış eşcinsellik ve pasif gey davranışlarda bulunurlar kadınların güzelliklerini engelleyen uygulamalara teşvik ederler(ki bu bilinç altındaki kıskanma ve bastırılmış geylik nedeniyle olur) ayrıca kendi cinsel dürtülerini engellemek için kendilerine fiziksel zarar bile verirler kendi penislerini pamukla tıkamak veya benzeri uygulamar ayrıca birçok semavi dinde allah cinsiyetsiz olmasına rağmen erkek gibi söz edilir ve eril zamirler kullanılır muhammedin de allahın sevgilisi resulü olduğu söylenir ve seviştiklerinden bahseder bu ruhani boyutta bile olsa eşcinsel bir olaydır. misojinin sosyal yapıya sahip ortadoğu toplumları = pasif eşcinsel bastırılmış kadınsal duygular.. Hail Mother Nature!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsız arkadaş bir kere senin bilgilerin formel bilgilerdir. İslam hakkındaki bilgiler dogmatik ve halk arasında yaygınlaşmış kulaktan dolma bigilerdir.
      Kaderin önceden çizildiğine dair Kur an'da bilgi yoktur. Kur an'daki kader, ölçü tartı düzen ve intizam anlaml. gelir.'Biz her şeyi bir Kadere 'ölçü denge ' ye göre yarattık der. Araştır. İnsan fiilerinde özgürdür.Bu yüzden yaptıklarından sorumludur.
      Gelmiş ve gelecek senin (insan )mantığına göre şekillenmiş. Allah için zaman mefhumu yoktur.İnsan yaradılış gereği itirazcı olduğu için öldükten sonra da yaptıkları iğrenç şeyleri inkar etmesin diye şahitler yaratmıştır.Materyalist mantığa göre fakirlik haksızlıktır. İslam inancına göre bu kazanç olabilir.Peygamber ve müminler 'azdıran zenginlik ve isyan ettiren fakirlikten Allah a sığınırız' diye dua ederler. Zenginilik ve fakirlik adalette bir ölçü olamaz. kaldıki Zenginlik ve fakirlik de kişinin kendi tercihidir.Fakirlik bir kader değildir. Ataletli ruhunun faturasını Allah a çıkarmak isteyen sefihlerin bahanesidir.. İslam Cinsellik ve eş cinselliği öldürmez terbiye ve kontrol altına alır. Çağımızın pozitivist ve bencil dünyasında bedeni zorla açtırılan kadının nasıl bir cinsel obje ve gönüllü seks kölesi yapıldığı aşikar.Evlilik dışı doğan ve çöplerden toplanan ceninlerden haberin yok mu? Allah soyuttur soyut şeylerin cinsiyeti olmaz. Tıpkı ruhun cinsiyetinin olmadığı gibi. Yüzyıllar boyunca her şeyin dejenere oldğu gibi tabi ki din algısı da dejenere olmuştur. Ama dinlerin özünde bu çelişkiler yoktur. Senin kafandaki Bu soru işaretlerin hepsi bin yıl önce Münafık ve ateistler tarafından da ortaya atılmış tartışılmış Din filozofları ve kelamcılar tarafından çürütülmüştür. Allah, 'O' nu inkar etme özgürlüğünü bile sana vermiştir.Bu da senin en doğal hakkın. Bak: Kef süresi 29.ayet , Bakara:256 Kafirun... Allah sana hidayet nasip etsin ve Kemalizm dayatmasından ihlas eylesin.

      Sil
  6. Adsız sen bir iftiracısın. Bilmediğin konularda atıp tutarak en büyük cehaleti sergiliyorsun Şimdi yukarıda yazdıklarının hangisini düzelteyim. Kuran'dan bahsedip eski ahitten örnek gösteriyorsun. Kendi zayıf algılamalarını bir gerçek gibi kabul edip işte kendince doğruya ulaştığını sanıyorsun. Eğer bir konu hakkında karşıt görüş ileri süreceksen en azından o görüş lehinde olanlar kadar bilgin olmalı. Halbuki sen işkembeden atıyorsun. Yazık...

    YanıtlaSil
  7. Şu arapların yaveleri(yalanları) kısmı çok hoşuma gitti. Başta hadisler olmak üzere o kadar çok uydurulmuş şey var ki ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Mehdi ve Deccaliyet, millet ve ümmet kavramları, peygamberlerin de insan oluşlarının algılanamaması, İslamın imanın şartlarının ve Allahın sıfatlarının sınıflandırılması... Şii ve Sünni diye 2ye bölünmenin sebep ve sonuçları... daha yazayim mi ? Bir nevi protestanlık desem ne kadar doğru olur bilemem ama Atatürk
    Türk Milleti´ne tarihinin en büyük iyiliğini yapmış Kuranı Türkçeleştirmekle kimsenin haberi yok =)

    YanıtlaSil
  8. ve ATATÜRK olmasaydi bu ülkede belki ezan okunmazdi, atatürk ALLAHIN en sevdigi kullardan ve bende cok saygi duyuyorum atatürkü cok özlüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakaret ederek başlayacaktım ama dur dedim, neyse. Ya hu Allahtan sana bir vahiy mi geldi Atatürk en sevdiğim kullarımdandır diye. Biraz akıl ya hu.

      Sil
    2. ve atatürk olmasaydı diyen akıllı...ezanı Türkiyede YASAKLAYAN kişi türkce OKUTAN kişi NASIL OLUYORDA BU ŞEKİLDE ANLAŞILIYOR.az zahmet edipde araştırsan ya mübarek,az ip ucu size......................................Türkçe ezan tartışmaları:
      Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti. Bunu Ziya Gökalp şöyle şiirleştirmiş:
      "Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
      Köylü anlar manasını namazdaki duanın
      Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
      Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
      Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."
      Atatürk'ün teşvikiyle 1932'de, Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığı tartışıldı ve caiz olduğu kanaatine varıldı.[2]

      Sadettin Kaynak - "İlk Türkçe Ezan" (1932)
      MENÜ0:00
      Hicaz makamında
      Dinlemekte sorun yaşıyorsanız medya yardımı sayfasına bakınız.
      Uygulamaya geçiş[değiştir | kaynağı değiştir]
      1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı ve İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.
      Kur'an’ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu.[1]Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi’nde de, Ayasofya Camii’nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu.[3]18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi. 4 Şubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların kati ve şedid (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi.

      Sil
    3. ve atatürk olmasaydı ezan TÜRKCE OLARAK OKUNMAZDI demek istediniz değil mi sayın adsız:::::::::Türkçe ezan tartışmaları:
      Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti. Bunu Ziya Gökalp şöyle şiirleştirmiş:
      "Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
      Köylü anlar manasını namazdaki duanın
      Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
      Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
      Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."
      Atatürk'ün teşvikiyle 1932'de, Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığı tartışıldı ve caiz olduğu kanaatine varıldı.[2]

      Sadettin Kaynak - "İlk Türkçe Ezan" (1932)
      MENÜ0:00
      Hicaz makamında
      Dinlemekte sorun yaşıyorsanız medya yardımı sayfasına bakınız.
      Uygulamaya geçiş[değiştir | kaynağı değiştir]
      1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı ve İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.
      Kur'an’ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu.[1]Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi’nde de, Ayasofya Camii’nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu.[3]18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi. 4 Şubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların kati ve şedid (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi.

      Sil
    4. nerden biliyon lan atatürkün Allahın en sevdiği kullarından olduğunu

      Sil
  9. Daha başlarda ne kadar saçma olduğu ortada bu yazılanların.Atatürk sözde demiş ki İslam ülkeyi gerileştirmiştir.Türkler islama 1600'ler de mi geçti? Fatih Sultan,Kanuni, vs. bunlarda mı ateistti? İslamı gram bilmeden yorum yapıyorsunuz sonra da siz çok bilgili başkaları anlamadığı dilden şeylerin peşine düşüyo oluyo ya..İslam her şeyiyle insanları iyi yönüyle geliştirip yükselten bir dindir ki anlayana.Ayrıca bir insan hem dinine bağlı hem de Atatürk'ü sevebilir bunuda kafanıza koyun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yukarıda yayınlanan BELGELERE BAKSAYDINIZ bir insan hem dinine (islam'a)bağlı hemde atatürkü sevebilir diyemezdiniz,ne demek istediğimi anlamadınızsa yukarıya bir bakın ama geçiştirmeden bakın!!!

      Sil
  10. Atatürk'ü dini duygulardan bağımsız bir şekilde zaten çok severdim, bunları okuduktan sonra sevgim daha da arttı. Şu İslam belasından kurtulduğumuz vakit Türk milleti yeniden yükselişe geçebilir. Atam sayesinde bu beladan bir nebze kurtulmuş, en azından hurafelerden arınmıştık. Ancak onyıllardır din sömürüsü yapan iktidarlar ve onun destekçisi cahil kitleler yine ülkeyi Orta Çağ karanlığına sürükledi. Şimdi küçücük çocuklara da bilim öğretmek yerine ayetler ezberletip yalan yanılş bir İslam tarihi öğretecekler. Sonra al sana aptallıkta sınır tanımayan, düşünemeyen kuşaklar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peki arkadaşım, sen Allah'a dine inanmıyor ve ayetler ezberlemiyorsun da ne oldun ? Yeni birşey mi icat ettin, Türkiye'yi daha ileriye mi taşıdın ? Türkiye'yi gerileten din değil, sizin kafanızın içindeki nifak tohumlarıdır. Tükiye'nin hemen hemen %60'ının dincilerden oluştuğunu düşünürsek, geriye kalan %40 'lık dinci olmayan modern düşünceli, eğitimli kesimin ne başarısı oldu bugüne kadar da suçu dincilerin üzerine atıyorsunuz ?

      Sil
  11. halkın yaşadığı islamla kuranın bahsettiği islam arasında gerçekten büyük farklar var. örneğin kuran birçok yerde ayetleri düşünmekten aklı kullanmaktan bahsederken türk toplumu arapça kuranla namaz kılabiliyor. işte geriliğin asılsebebi budur . yani islam aslında geri bırakan bir din değildir ancak tarihte özellikle imamı gazaliden sonra uydurma hadisler ve hurafeler dinin yerine geçmiş dinde aklın rolü olmadığı savunulmuştur. aslından uzaklaşan bu dinde insanları gerçekten geri bırakmıştır. örneğin matba nın geçiktirilmesi dini gerekçelere bağlanmıştır ancak gerçek islamın ilk emri oku emridir. atatürk ise islamın aslını yani halkın uydurup dine kattığı hurafe ve uydurma hadislerden arınmış şeklini öğrenme şansını yakalayamamıştır bu sebeple islamın geri bırraktığına hükmetmiştir ki bu o zamanda yaşanan aslından uzaklaşmış islama göre doğrudur . günümüzde bile doğrudur zaten dinin aslını ancak aklını kulllanan az sayıda ilahiyatçı ve din adamı biliyor. bu sebeple atatürkün türkçe ibadet uygulaması dini aslına döndürmeye çalışanlarında işine gelmiştir. çünki örneğin imamı azam da bu görüşü savunuyor . yani aklını kullanan din adamı ile inkilapçı aynı görüşte yani aklın yolu bir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Helal olsun, Çok doğru yazmışsın. Önemli olan bu bilinci herkese aşılamak.

      Sil
    2. çok güzel özetlemişsin olayı

      Sil
    3. Helal olsun kardeşim.. Eğer şeytan dini bozmaya yeltenirse, en dindar müslüman rolünü oynar. Bilimi yasaklar,halkı cehalete iter, gerçek dışı hurafelerle dine fitne sokar.İnsanlar aç kalır,devletler ilerleyemez, Sonunda sömürge olmaktan kurtuluş kalmaz. Allah bize Hristiyan sömürgesi altında Müslüman olmayı göstermesin,nasip eylemesin, inşallah...

      Sil
    4. Aklin yolu bir ise neden bütün insanlar müslümal olmuyor ?

      Sil
  12. M. Kemal pragmatist bir adammış. Nerde ve ne zaman çıkarı varsa ona göre davranmıştır. Sarayda padişahın kızıyla evlenmek istemiş ancak ayyaş ve kumara düşkün bir hayatı olunca saray tarafından red edilmiş. İstanbulda tutunamayınca Anadolu da Kazım Karabekir sayesinde Erzurum Kongresinde başkan seçilmiş.Hutbeler vaazlar vererek kendini dindar göstermiş gücü tamamen ele geçirince Milli Kahramanları (K. Karabekir Rauf Orbay...)idamla yargılamış nice gazileride tek celseyle darağaçlarında sallamıştır. Batıdan yardım almak için kominizm nerde görülürse başı ezilmelidir deyin M Kemal Sonraları Rusyadan Yardım almak için kominizmi övmüştür. 10 binlerce insanın uğruna canlarını feda ettiği değerleri hiçe sayarak bin yıllık gelenek görenek ve değerleri bir gecede yasaklamış buna itiraz edenleride acımasızca katletmiştir. Kürt aşiretlerle anlaşarak özerk bir Kürdistan Sözü vermesine rağmen Kürlerden destek alarak kurtuluş savaşını kazanan M. Kemal Savaştan sonra Kürt ve alevi katliamına başlamıştır. Ülkeyi işgal eden Fransızların yapmadığını M. Kemal yapmıştır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Atatürk herşeyi bugün evinde rahatça oturup rahatça dışarı çıkıp hatta rahatça bunları söyleyebilmen için yaptı.O kadar araştırmışsın ama bilginin bittiği yerde mantık ve sonrasında teoriler belirir.

      Sil
    2. evet o övdüğün fransızların yaptığı Atatürk yapmadı. Türklük korkusu öyle benliğine işlemiş ki Mustafa Kemal Atatürk demek yerine M. Kemal'le yetiniyosun.

      Sil
  13. Buradan bakınca bir çok şey yanlış görülebilir, Örnek Atatürk cumhurbaşkanıyken hükümetteki bir bakanı görevden almış,başbakanın haberi olmadan yeni bir bakan atamıştır, o zaman Atatürk diktatördü denilebilir mi? Atatürk bir insandı ayrıca bir islam alimi değildi,gururlu kibirli ve başkasını pek umursamayan bir yapısı vardı fakat iyi bir komutan,iyi bir hatip,özgüvenini kaybetmiş bir toplumu toparlamaya çalışan iyi bir liderdi. ama insandı... bir çok hatası ve doğrusuyla...

    YanıtlaSil
  14. Ey İslam dinini savunan gafiller Atatürk ün vatanı kurtarmak için yaptığı manevraları anlatıyorsunuz da Peygamberimizin bedir kuyularını zehirletmesini neden anlatmıyorsunuz, bu o günün şartlarında olması gereken bir durum hadi cevap verin hadiiiiiiiiii

    YanıtlaSil
  15. dar beyinli insanlar dünyanın her yerinde müslimanlar aç ser sefil yaşıyorlar yahudiler hırıstıyanlar nasıl yaşıyorlar? elhamdüillah müslimanım ama sizin gibi dar beyinli degilim herkes dinini kendi içinde yaşar benm ya başkasının ne oldugu önemli degil. tüm avrupa gözünü bilime dikmiş neler yapıyor siz hala din diyosunuz bırakın herkes kendi içinde yaşasın. atatürke laf atacagınıza bilime yönelin biraz adam ülkeyi kurmuş geliştirmek size kalmış demiş. siz ne yapıyorsunuz? hala aklınızda bi tek din var. sizin gibiler oldukça bu ülke böyle olacak. avrupalılar rönesans ve reform hareketlerinden sonra yani herkes dini kendi içinde yaşamaya başladıktan sonra böyle gelişmişlerdir. allah hiç bir zaman müslimanları korumayacaktır çünkü bunu kendimiz yapmalıyız onlara karşı kendimiz savaşmalıyız. eger korusaydı afganistan? filistin? ırak? bunlar olurmuydu? bu ülkeler hiç bir gelişme görtermeden sürekli dinle uğraştıkları için bu durumdalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "afganistan? filistin? ırak? bunlar olurmuydu? bu ülkeler hiç bir gelişme görtermeden sürekli dinle uğraştıkları için bu durumdalar" bu cümle ancak dar kafalı, anlayış ve algısı kıt, atgözlüğü takmış birine ait olabilir. Hem de cahil... Klişeleşmiş laflarla konuşan biri !

      Sil
    2. Malesef geri kalmış demeyelimde modern dünyaya uyumsağlamakta güçlük çeken devletler müslüman nüfusun çok olduğu ve şerri hukuk düzenin var olduğu ülkelerdir.(Bu ifadeyi atatürk yazsaydı dinsiz imansız olurdu)

      Sil
    3. sen sanki çok doğru konuşuyorsun :D

      Sil
  16. Yukarıda tüm yorumları okudum, gerçekleri gördükleri halde kendine göre yorumlayanlar çok. Koca bir devlet çökmüş artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiş. Bu milletin içinde biri çıkıp canı pahasına bir devlet kurmuş. Güvenebileceği kişileri tek tek seçmemiş herkesi eşit görmüş. Herkese güvenmiş inanmış,ayrım yapmamış el birliği ile başarılara imza atmış.
    Aç kurtlarda kopardığı bu topraklara TÜRKİYE CUMHURİYETİ adını vermiş. Kurduğu devleti 19 yıl yaşamış: Kılığını kıyafetini, Yazıyı,seni Öz türkçene kavuşturmuş, Daha ne yapsın başınıza birde İMAM'lık mı yapmasını istiyorsunuz. Bu milleti çobanlık yapmayan yönetemez diyenler seni ne yerine koyarak yönettiklerini düşün kendine gel. bu milletin çobana ihtiyacı yok. Önderimiz bir ASKER'di bu günümü ona borçluyum.
    Önderimizin ve onunla omuz omuza çarpışan şehitlerimizin dindar veya dinsizliği ALLAH ile onlar arasındadır.
    Benim için yaptıklarına minnettarım.Yattıkları yer CENNET ruhları ŞAD olsun.

    YanıtlaSil
  17. ARKADASLAR, BAZI INSALAR KAVARAYAMIYOR DURUMU. MESELE NE YAPTIGI DEGIL NEDEN YAPTIGIDIR VE GUNAHI BOYNUNADIR. AYRICA BIR INSAN DINE VE KURANA INANSA DA INAMASA DA, VATANINI VE MILLETINI SEVMIYOR ANLAMINA GELMEZ. HAKSIZMIYIM? COK YAZDILAR COK CIZDILER, INANILMAZ YORUMLARA BILE IMZA ATILAR, BU KADAR YAZIP CIZILECEGINE POLITIKA YAPILSAYDI, SIMDI NEREDE OLACAKTIK BIR DUSUNUN. DUSUNUYORMUUSNUZ ACABA?

    YanıtlaSil
  18. Mustafa Kemal'in dini bilgisi yokmuş,din hakkında konuşmasaymış daha iyi olur muş..Neredeyse din ile ilgili her kelimesinde islama ve dine nefretini dile getirmiş,

    YanıtlaSil
  19. Dinler olmasaydı hayat daha yaşanır halde olur.

    YanıtlaSil
  20. ataturkun din ile ilgili her sözünde dıne ıslama hakaret ya da nefreti değil din tacırlerıne dın kalpazanlarına dını kendı maddı ve manevı çıkarları ıçın kullananlara karsı nefretı görürsüunuz.atatürk 3 tıp dindarlıktan bahseder.1 gerçek ve samımı dındarlar 2 dın kalpazanları 3 bılgısızce ınanan karacahıller ...işte o buyuk onderın hıç bır sözünde 1. gruba karsı tek bır hakaeret yada küçültme yoktur.ama 2 ve 3 grup haklı olarakj hakkına dusenı almıştır.... okursanız görursunuz ataturkun gerçek dını bılgılerını.ondan bundan duyarak ıneternette 2-3 yorumda görerek degıl.zaman çarpıtma ve toplum muhendıslığı zamanıdır.mesela burada ona dını bılgısı yok dıyen zavallılar keşke mustafa meydanın ataturk ve allah arasında kıtabını okusa..

    YanıtlaSil
  21. Atatürk, sosyal hayatta dini asla bir anda yasaklamayı tercih etmemiştir. O, insanların inançlarında ağır yara bırakmak yerine, inandıkları inancın ne ima ettiğini anlayabilmeleri için öncelikle, laiklik, tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, harf devrimi gibi reformların ardından, ezanı ve kuranı Türkçe' ye çevirtmiş, kendi el yazısı ile okullarda okutulması için yayınladığı tarih dersleri, söylem ve demeçleri ile aynı zamanda yıkım ve yok olmanın sebebinin ümmetçilik ve arap milliyetçiliğine olan katı bağlılığın bizi biz olmaktan çıkardığını eşsiz öngörüsü ile kavramış, Türk üst kimliğini ön plana çıkarıp onu asil ve yüksek kılmaya gayret etmiştir. Dinin ne anlama geldiğini, nasıl insan ayrımı yaptığını ve insanların vicdanlarını nasıl suistimal eden bir takım hurafeler olduğunu, zamanla görebilmeleri ve bağımsız, özgür iradeleri ile sorgulayıp, doğru ile yanlışı ayırt edebilmeleri için yüksek şahsiyetli bir yol tercih etmiştir. Bir çok insan, bunu öylesine sevinç ve neşe ile karşılamış ve öylesine içselleştirmiştir ki, bu adımlar aydınlanma namına, az zamanda çok ve büyük işler gerçekleştirildiğinin en ulvi neticeleridir. Bu neticeler, evrensel anlamda ezilen her toplum için gerekli olması bakımından diyebiliriz ki; ATATÜRK, yalnız Türk milletine değil tüm dünyayı kapsayacak, insanlık adına çok ve büyük işler başarmış ,tarihe altın harfler ile geçmiş eşsiz önderlerdendir…
    Ne yazık ki, ölümünün ardından başlayan ikinci dünya savaşı ve Amerikan mandacılığının, zamanla Türkiye üzerinde nüfusunu arttırması nedeni ile yaptığı reformlar, mandacılığın etkisi ile kaybettirilmiş, onun yüksek görüşleri sadece heykellerinin önünde yapılan anmalara dönüştürülerek hissizleştirilmiş, bu da zamanla şeyh ve dervişlerin güçlenmesine vakıf olmuştur. İşte, günümüzde yaşanan hezimetlerin sonucu bu ve benzeri nedenlerden kaynaklanmaktadır...

    YanıtlaSil
  22. boş konuşuyorsunuz.atatürk sayesinde vatanımız ve dinimiz var.nokta...

    YanıtlaSil
  23. boş konuşuyorsunuz.atatürk sayesinde vatanımız ve dinimiz var.nokta..

    YanıtlaSil
  24. Atatürk'e değişen ölçülerde değer veren ancak müslüman olan şahıslar, Atatürk'ü savunmak için kıvranmayın. Yazı Atatürk'ün din ve islam hakkındaki düşüncesini net ortaya koyuyor. Atatürk'ün buna ihtiyacı yok.

    Atatürk'ün istiklal savaşı sırasındaki dini motifler olan icraatlerinin tamamında dini kullanmıştır. Ancak o ortalama bir müslümanın yaptığı gibi bunu servetine servet katmak için değil, vatanının istiklalini sağlamak için yapmıştır. Zaten din toplumları gütmekten başak bir işe yaramayan zırvalar kümesidir.

    Atatürk islamı bilmezdi diyenler yazıdan anlaşılıyorki Atatürk islamı çokta iyi anlamış. Asıl sizin 3 kişiye miras dağıtamamış bir yaratıcının zırvalığını görmek istemeyen yobaz beyniniz gerçeği anlamanıza engel oluyor.

    Atatürk genelde din özelde de islamın insanlık adına bir vehamet olduğunu iyi görmüş. Tarihte kimsenin baş edemediği tüm Türk dünyasınında 1900'lerde vatanlarını savunmak için düştüğü biçare durumun nedeninin islam olduğunuda mükemmel kavramış. Müreffef, uygarlık, huzur, barış, sağlık içinde yaşayan toplumların bunu tarihte dini bir paçavra gibi tarihin çöplüğüne (Secularizm, Rasyonalizm, Hümanizm )atarak yapabildiklerininde mükemmel kavramış.

    Kimseyi dinini bıraktırmaya çalışmıyorum. Yanlız islamın nasıl bir palavra, sapkınlık, ilkellik, zorbalık, zavallılık olduğu kitaptanda, islam tarihindende, müslümanların bugünkü durumundanda bellidir.

    YanıtlaSil

Küfürlü, aşağılayıcı, hakaret içeren, içinde fikir barındırmayan ve yazı içeriğiyle ilgili olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Emoji
(y)
:)
:(
hihi
:-)
:D
=D
:-d
;(
;-(
@-)
:P
:o
:>)
(o)
:p
(p)
:-s
(m)
8-)
:-t
:-b
b-(
:-#
=p~
x-)
(k)