Yapılan son araştırmalar zeka ve dini inançlar arasında ilginç bir bağlantı kurdu. Araştırmacılara göre zeka oranı daha yüksek olan insanlar daha az inanıyor.
Ulster Üniversitesi'nde emekli psikoloji profesörü olan Richard Lynn entellektüel kesimdeki pek çok insanın kendilerini, sıradan insanlara göre daha inançsız olarak tanımladıklarına dikkat çekti.
Richard Lynn, yüzyılı aşkın süredir dinde görülen çöküşün zeka seviyesi yüksek insanlarla doğrudan ilişkilendirildiğine dikkat çekiyor.
İnanç ve zeka arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söyleyerek tartışmanın fitilini ateşleyen Lynn, üniversitelerdeki akademik çevrelerin toplumdaki diğer her kesime göre tanrıya daha az inandıklarını söylüyor.
Araştırmada İngiltere’nin entellektüel seviyesi yüksek araştırma topluluklarından “Royal Society” içindeki anket sonucu ele alınmış. Ankete Royal Society içindeki insanların sadece yüzde 3.3’lük bir kısmı Tanrı’ya inanırken İngiltere genelinde yapılan ankette toplumun %65.8’lik kesimi kendisini inançlı olarak tanımlıyor.
90’larda yapılan başka bir anket ise, Amerikan Bilim Topluluğu’ndaki üyelerin sadece % 7'lik bir kısmının tanrıya inandığını gösteriyor.
Ayrıca Lynn, ilkokul çağındaki çocukların çoğunun tanrıya inandığını, ama ergenlik dönemi sonrasında yani zeka seviyeleri yükseldiğinde, tanrının varlığından kuşkuya düştüklerini belirtiyor.
Profesör, “Times Higher Education” dergisine verdiği bir röportajda şunları söylüyor: “Neden akademisyenler toplumdaki genel nüfusa göre daha az inanıyorlar? Bunun cevabının çok açık bir şekilde zekanın göstergesi olduğuna inanıyorum. Akademisyenler toplumdaki diğer sıradan insanlara göre daha yüksek bir IQ ya sahip. Several Gallup’ın anketleri de gösteriyor ki zeka seviyesi yüksek insanlar daha az inanma eğilimindeler.”
Lynn, 20. Yüzyılda gelişmiş 137 ülkede dini inancın gittikçe zayıfladığını çünkü insanların zeka seviyesinin yükseldiğini de sözlerine ekliyor.
Buna karşılık, Profesör Gordon Lynch Birkbeck Üniversitesi’nde Çağdaş Toplum ve Din Merkezi Müdürü, Lynn’nin tezinin ekonomik,tarihsel ve sosyal faktörleri dışladığını belirtiyor.
London Metropolitan Üniversitesi’nde görevli Dr. David Hardman’da, IQ ve dini inanç arasında direkt bir ilişki olduğunu söylemenin çok zor olduğunu belirtirken, zeka seviyesi yüksek insanların sorunlar karşısında daha akılcı davrandıklarını ve kurumlara karşı daha güçlü inanca sahip olduklarını da sözlerine ekliyor.
Ulster Üniversitesi'nde emekli psikoloji profesörü olan Richard Lynn entellektüel kesimdeki pek çok insanın kendilerini, sıradan insanlara göre daha inançsız olarak tanımladıklarına dikkat çekti.
Richard Lynn, yüzyılı aşkın süredir dinde görülen çöküşün zeka seviyesi yüksek insanlarla doğrudan ilişkilendirildiğine dikkat çekiyor.
İnanç ve zeka arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söyleyerek tartışmanın fitilini ateşleyen Lynn, üniversitelerdeki akademik çevrelerin toplumdaki diğer her kesime göre tanrıya daha az inandıklarını söylüyor.
Araştırmada İngiltere’nin entellektüel seviyesi yüksek araştırma topluluklarından “Royal Society” içindeki anket sonucu ele alınmış. Ankete Royal Society içindeki insanların sadece yüzde 3.3’lük bir kısmı Tanrı’ya inanırken İngiltere genelinde yapılan ankette toplumun %65.8’lik kesimi kendisini inançlı olarak tanımlıyor.
90’larda yapılan başka bir anket ise, Amerikan Bilim Topluluğu’ndaki üyelerin sadece % 7'lik bir kısmının tanrıya inandığını gösteriyor.
Ayrıca Lynn, ilkokul çağındaki çocukların çoğunun tanrıya inandığını, ama ergenlik dönemi sonrasında yani zeka seviyeleri yükseldiğinde, tanrının varlığından kuşkuya düştüklerini belirtiyor.
Profesör, “Times Higher Education” dergisine verdiği bir röportajda şunları söylüyor: “Neden akademisyenler toplumdaki genel nüfusa göre daha az inanıyorlar? Bunun cevabının çok açık bir şekilde zekanın göstergesi olduğuna inanıyorum. Akademisyenler toplumdaki diğer sıradan insanlara göre daha yüksek bir IQ ya sahip. Several Gallup’ın anketleri de gösteriyor ki zeka seviyesi yüksek insanlar daha az inanma eğilimindeler.”
Lynn, 20. Yüzyılda gelişmiş 137 ülkede dini inancın gittikçe zayıfladığını çünkü insanların zeka seviyesinin yükseldiğini de sözlerine ekliyor.
Buna karşılık, Profesör Gordon Lynch Birkbeck Üniversitesi’nde Çağdaş Toplum ve Din Merkezi Müdürü, Lynn’nin tezinin ekonomik,tarihsel ve sosyal faktörleri dışladığını belirtiyor.
London Metropolitan Üniversitesi’nde görevli Dr. David Hardman’da, IQ ve dini inanç arasında direkt bir ilişki olduğunu söylemenin çok zor olduğunu belirtirken, zeka seviyesi yüksek insanların sorunlar karşısında daha akılcı davrandıklarını ve kurumlara karşı daha güçlü inanca sahip olduklarını da sözlerine ekliyor.
Şu linkten konuyla ilgili bir istatistik grafiğini inceleyebilirsiniz:
12 Yorumlar
Dini bir bütün olarak sindiripte ve hala bunun zekanın dindar insanlarda neden daha az kullanıyor şartlanması gayet ortadadır,ya eziksindir dine ihtiyac duyarsın yada kendini yanlız bilirsin,beyninin olduğunu düşünüyor uygulamaya geçersin,dinden uzak kalmak beyni çalıştırır,dine yakın olmak ezikliği uygulamaya geçirir!
YanıtlaSilSınırlar'a katılıyorum: Dinsizlik zekayı geliştirir. Özgürlük için kendinizi evrenle bütünleşik kılın ötesi ötede kalsın.
YanıtlaSilinsandaki ALlah inancı ihtiyacını kimse inkar edemez.dediğin gibi bir ihtiyaçtır.özgürlüğe gelince!özgürlük dediğin şey nefsinin her arzusuna boyun eğip hayvan gibi devamlı gezme tozma zevk etme ise bu unutma ki acınacak bi bağımlılık ve köleliktir arkadaşım.istediğin adreste tartışalm sınırlar ve ona katılanlar...
YanıtlaSilzeka seviyesi yükseldikçe insanlar daha çok azmaktadırlar. bencilleşip akifin deyimi ile kardeşini yemektedir.sadece allah a kul olmak insanı özgürleştirir.paraya.güce.hırsa.mala,ideolijiye,şeyhine hacısına hocasına kul olmak istemiyorsan,allah de ona yönel.kurtuluş allah demekte.
YanıtlaSilinsanlar da bir çeşit (gelişmiş) hayvandır. Adem ve havvadan nasıl türeyecek bu kadar zenci, beyaz ,çekik gözlü ,insan türü..
YanıtlaSilözgürlükten anladığınız bu mu gezip tozmak para mal muülk..bence siz Allah diyip bi yandan da bu hevesler içinde olan asıl kölelersiniz.şuanda türban burjuvazisinin geldiği nokta bunu açıkça gösteriyor zaten. bu yazıda kastedilen özgürlük beynin düşüncenin özgürlüğü..eğer birazcık olsun genel kültürünüz varsa Hristiyanalrda bile ortaçağın neden karanlık olarak anıldığını biliyorsunuzdur. din her şekilde özgür düşünmeye ket vurur: az yada çok, ılımlı yada radikal olarak.
YanıtlaSilAtatürk ve Din (Unutturulan Gerçekler):
YanıtlaSilhttp://ataturk-ve-din.blogspot.com/
müslümanların para, pul, zrvk üçkeni dışında özgürlük anlayışı yok.
YanıtlaSilzaten müslümandan aklı başında söz gelmesi çok ilginç olurdu.
erbakan bile lafı koymuştu müslimlere "bizde beyin yok" diyerek.
muhammed çok yaşa
Şu an için bu böyle gözükebilir. ama bir de osmanlıyı hatırlayın ya da diğer Türk ve Müslüman bilginleri. ibn-i sina müslüman idi, mevlana müslüman idi, yunus emre müslüman idi, piri reis ilk dünya haritasını çizen kaptan o da müslüman idi. Hristiyanlık değiştirilmiş bir din olduğu için ve hristiyan din adamlarının avrupayı yıllarca sömürmüş olmasından dolayı avrupa artık dini bünyesinden çıkardı ve farkında olmadan islamın yolunda gitmeye başladı. Bizim peygamberimiz bilim çinde bile olsa gidip alınız diyen bir peygamberdi, ayrıca laiklik diyi ağzınıza doladığınız o sistem islamda 'dinde zorlama yoktur, bu dünya bir sınav dünyasıdır, siz islamı ve gerçekleri anlatırsınız inanmak şahsa mahsustur' diye anlatılmıştır. ben her türlü tartışmaya açığım.
YanıtlaSilmekke_muhammed@hotmail.com
Açık yanılgılar ve çelişkiler silsilesi.
YanıtlaSilmetafizik,mantıkta aranmaz.din içsel bir eylemdir.akli boyutta sorgulanması gerekenlerin izah noktası beşeri bilimlerdir.her anımızı mantğın cercevesinde oluşturabilior ve her anımıza mantıki cevaplar bulabilior muyuz?eğer bulduğunu iddia eden insan varsa kendine yalan söyler.cünkü sadece mantığın varolduğu bi haayat düşünülemez.sevmek,değer vermek,mutlu olmak vs.bunların hangi birini mantıkla acıklığa kavuşturabiliriz!
hayat tamamiyle ne bi matematik ne bi fizik ne de bir kimyadır.
trajedi ve patos,darvinci ve öklidci alemde ne arıolardı?büyük mağluplar kimler ve eger sahip olduğumuz son hayat buysa neden kaybedenlere karsı sempati duyarız?
ezilen ve ezilmişlerin yanında neden varoluruz?darvinci ahlakın öğretilerine göre güçlünün zayıfı ezdiği bi dünyada neden kaybedenlerin ve zayıfların yanındayız?
bence bu soruların cevabı bu aleme olmayan bi prensibe aittir.saygılarımla
size göre zeki bilgili insan dinden uzaklaşır bana göre dinini yaşayan insan zeki bilgilidir
YanıtlaSilinancın önündeki en büyük engel kibirdir. Kişinin kendisini büyük görmesi, büyüklenmesidir. Oysa ki insan çok az bilgiye sahiptir. Allah yok diyebilmesi için tüm evrenin bilgisine sahip olmalıdır. O yüzden inanmak, inanmamaktdan daha kolaydır. Allah yok diyebilmen için senin Allah olman ve sonsuz bilgiye sahip olman gerekir. İnanmayanların tezlerinde ciddi problemler var. İnananların da cevap veremediği, en azından beni tatmin etmeyen cevapları var. Ama tartışmalar maalesef ideolojik çerçevede yapıldığı için iki tarafa da inanmak zor. Ben zeka ve bilimle insanların akıllı tasarıma (bir yaratıcıya) ulaşacaklarına inanıyorum. Ancak bu hiç bir zaman tamamen açık net olmayacaktır. Öyle olsa yaratıcı kendisini inkar edilemeyecek şekilde ortaya koyardı. İnanmanın zorlukları olsa da ateist arkadaşlardan ideolojik saplantıya girmeden tekrar düşünmelerini araştırmalarını isterim. Gönülden üzülüyorum onlar için. inancıma ters olsa da keşke cezalandırmasa Allah onları da diye içimden geçiyor. Sonuçta asi de olsa onlar da Allahın kulları. Ateistlerde gördüğüm en ilginç durum ise kendilerine ortak ya da yandaş arayışı içinde olmaları. Komik ama şeytanın da aynı şekilde davrandığı belirtilmektedir. Ama toplumun ateistleri dışlaması da bu konuda onları zorluyor diyebiliriz. Zor işler bunlar arkadaşlar, şu şöyledir deyip karar vermeyin hemen. Hele yaşınız gençse acele etmeyin, iyice araştırın, okuyun. Ben çok okudum araştırdım, inanıyorum ama bu sorunsuz bir iman değil. Ciddi şüpheler de yaşıyorum, sancılar çekiyorum. İnsan olmasaydım dediğim zamanlar oldu. İnançsız yaşadığım dönemlerde oldu. İnançsız yaşamanın en zor tarafı yaşamda anlam konusundaki zorluklardır. ABD'de psikiyatristler arasında, inançsız olanların en zorlandıkları konu da bu yaşamın anlamı konusudur. Ne için yaşıyorum sorusu insanı delirtir. Yaşadığım sıkıntıları başka birisi yaşamasın diye çocuk getirmiyorum dünyaya. Ateistlerin çocuk sahibi olmasını da anlayamıyorum doğrusu. Sonsuzluk isteğinin, yarına kalma isteğinin bir göstergesi olabilir mi çocuk sahibi olmak? Zor işler bunlar. Yazıların çoğunu okudum. saçma sapan pek çok yazı var. ama özellikle yorumlar kısmında beni de düşündüren ciddi yorumlar da var. örneğin ebedi ve şiddetli cehennem cezasının olması bana çok ağır bir ceza gibi geliyor.
YanıtlaSilKüfürlü, aşağılayıcı, hakaret içeren, içinde fikir barındırmayan ve yazı içeriğiyle ilgili olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Emoji