And

Kuran'da bulunan bazı Ayet'lerde Allah'ın "and" içtiği (yemin ettiği) görülmektedir. Çok doğal olarak aklı başında bir insan, erişilmez bir gücün, kendi göderdiği Ayet'lerde neden "and" içtiğini merak etmekte, fakat maalesef doyurucu bir yanıt alamamaktadır. Çünkü din alimleri de bu konunun altindan kalkamiyorlar ve inandırıcı bir yorum yapamıyorlar.

Yemin; insanın karşısındaki başka bir insana güven vermek ve inandırmak için söylediği sözlerdir ve tamamen İNSANCA bir davranıştır. Peki sonsuz güce sahip, her şeye gücü yeten bir Tanrı neden yemin eder? Mantıklı hiç bir açıklaması yok. Fakat gerçek olan; EŞSİZ GÜCE SAHİP BİR VARLIĞIN YEMİN ETMEYE, YANİ İNSANLARI KENDİNE İNANDIRMAYA UĞRAŞMA GİBİ BİR ÇABASI OLMAZ. Çünkü onlar kendisinin yarattığı sıradan, zavallı yaratıklardır. Allah insanları kendine inandırma gereği duyarsa (Neden böyle bir gerek duysun?), olmayacak bir şeye ol der ve olur. Böylece ortada inanmayan kalmaz.

(NOT: İslami kaynaklara göre, İslam öncesinde Araplarda bir yemin geleneği bulunmaktaymış. Bunun nedeni ise Arap'ların yalancı bir toplum olmalarından kaynaklanıyormuş. -Uydurulan yüzbinlerce Hadis'i hatırlayınız.- Kuran'da bulunan bu yeminlerin de, Muhammed'in mensup olduğu toplumdan kaynaklanmış olduğu, kendisine inanılmadığı için Allah'tan geldi diye bu "yeminli" Ayet'leri söylemiş oldugu düşünülebilir.)

Kuran'da bulunan bazı yeminli Ayet'lere bakalım;

Tin-1,2,3,4,5 'Tin'e, Zeytin'e, Tur-i Sina'ya ve şu emin beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına gönderdik.'

Zeytin ve incir (tin) üzerine yemin edildiğini de bu sayede duymuş oldunuz.

Şems-1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 'Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde ay'a, onu parlattığında gündüze,onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu düzlük yapana, ruha ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene, sonra ona kötülük duygusunu da sakınıp iyi olmayı da ilhan edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere daldıran da ziyan etmiştir.'

Bu Ayet'ler okunduğunda, bu sözlerin Allah'ın ağzından çıkmadığı gayet açık bir şekilde anlaşılıyor. Biraz dikkatli okunursa, şahsen Muhammed'in Allah üzerine yemin ettiği anlaşılabilir.

(NOT: Ayrıca bu Ayet içinde "yere ve onu düzlük yapana" sözüne dikkat ediniz. İnsanın aklına dünya düz mü yuvarlak mı sorusunu getirmiyor mu?)

Sad-1,2 'Sad. O şanlı Kuran'a yemin ederim ki küfredenler, aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler.'

Henüz ortada olmayan ve üzerine yemin edilen Kuran da nereden çıktı? Hadi biz zavallı insanlar, Kuran'a veya diğer kitaplara elimizi basıp yemin ediyoruz, peki Allah neden benzer bir şeyi yapıyor?

Nahl-56 'Bir de kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, mahiyetini bilmediklere şeylere pay ayırıyorlar. Allah'a and olsun ki, iftira etmekte olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.'

Allah, Allah üzerine and içiyor? İlginc... And içen Muhammed mi, yoksa bir başka Allah daha mı var?

Nahl-63 'Allah'a and olsun, senden önceki ümmetlere de göndermişizdir...'

Bir diğeri... Yine Allah kendi kendine and içiyor...

Meryem-68 'Öyle ise Rabbine and olsun ki, muhakkak surette onları da şeytanları da mahşer de toplayacağız; sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız.'

Burada karşımıza başka bir rab çıkıyor. Olsun, Allah ona da and içiyor...

Mearic-40 'Şu halde öyle değil! Doğuların ve Batıların rabbine yemin ederim ki...'

Haydaa! Şimdi de doğuların ve batıların rabbi çıktı...

Bu ne rab bolluğu YA RAB!


(NOT: "doğuların ve batıların Rabbi" konusu bir başka konu. Bu konu hakkında da yazımız olacak.)

Yorum Gönder

3 Yorumlar

  1. bilmiyor musunuz ki Allah kendisine ayna olarak yaratmıştır insanı...

    YanıtlaSil
  2. Kaderin esas anlamı Allah’ın, olmuş olacak her şeyi bilmesi demektir. Dikkat edersek insan iradesini yok saymıyor. Bilmek ayrı yapmak ayrıdır. Bilen Allah’tır, yapan kuldur. Bu konuya bir misal verelim;

    Peygamberimiz İstanbulun fethini ve komutanını yüz yıllar önce müjdelemiş ve haber vermiştir. Zamanı gelince de dediği gibi çıkmış. Şimdi, İstanbul Peygamberimiz dediği için mi fethedildi, yoksa fethedileceğini bildiği için mi söyledi. O zaman Fatih Sultan yatsaydı, çalışmasaydı, ordular hazırlatıp savaşmasaydı yine olacak mıydı. Demek ki Allah Fatihin çalışıp İstanbul’u fethedeceğini biliyordu ve bunu elçisi Hz. Peygambere bildirdi.

    Buradaki ince nokta: Allah bildiği için yapmıyoruz. Biz yapacağımız için Allah biliyor. Zaten Allah’ın geleceği bilmemesi düşünülemez. Bilmese veya bilemese yaratıcı olamaz.

    Buna bir örnek verelim; Allah dostu evliyadan bir öğretmen düşünelim. Öğrencilerinden birisine “yarın seni şu kitaptan imtihan edeceğim.” diyor. Fakat öğretmen Allah’ın izniyle onun filim, maç, oyun, eğlence, derken sabah okula çalışmadan geleceğini bilerek, akşamdan karnesine “0” yazıyor. Ertesi sabah öğrenci sorulan sorulara cevap veremiyor ve sıfırı hak ettiğini bildiği anda, öğretmen cebinden not defterini çıkarıp “senin çalışmayıp sıfır alacağını bildiğim için önceden deftere sıfır yazmıştım” diyor. Buna karşı öğrenci “Hocam sen sıfır yazdığın için ben sıfır aldım. Yoksa geçer puan yazsaydın geçerdim.” diyebilir mi?

    Demek ki Allah yazdığı için biz yapmıyoruz, bizim yapacağımız şeyleri bilerek Allah yazıyor. İşte buna kader diyoruz

    YanıtlaSil
  3. yanuzx

    şu kader e bak amerika afganistanı ırakı işgal ediyor ve tanrı bunları biliyor

    kader işte

    YanıtlaSil

Küfürlü, aşağılayıcı, hakaret içeren, içinde fikir barındırmayan ve yazı içeriğiyle ilgili olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Emoji
(y)
:)
:(
hihi
:-)
:D
=D
:-d
;(
;-(
@-)
:P
:o
:>)
(o)
:p
(p)
:-s
(m)
8-)
:-t
:-b
b-(
:-#
=p~
x-)
(k)